Burada ona yazdığım bazı yazılarımı paylaşmak, kendimi bir nebze olsun rahatlatmak istiyorum. Kimse kendini okumak zorunda hissetmesin. Umarım yaptığım kurallara aykırı değildir...
Bu kısa yazıyı bana yazdıran olayı anlatayım size.

Kız arkadaşım.(dı) kırıkkalede pc öğretmenliği okumakta. Ve ben geçen yıl yanına gitmiştim. Ama ayrı olduğumuz için sürekli iğneli laflarla gelişimi süsleyip, posta koyarcasına konuşmaları canımı çok acıtmıştı. Bu yıl yanına tekrar gitmek istediğimi facebook üzerinden bildirince bana şöyle dedi; "Bunun sonu yok lütfen birbirimizi üzmeyelim sen önüne bak..."

Ve benim cevabım;
Birbirimizi üzmüyoruz ki, bu bile tek taraflı. Karşılıklı olan birşey yok yani. Sen üzüyorsun ben ağlıyorum. Gel desen gelecek durumdayım yine. Ama ne biliyim şu an neler yaşıyorsun onu bilmemek en kötüsü. Yabancılaştık iyice... Herşey unutuldu herşey bitmiş anlaşılan. Bir ben bitiremedim. Unutamıyorum işte (belkide unutmak istemiyorum.) Özlemenin bu denli mutluluğumu sömüreceği hiç aklıma gelmezdi... Aklıma gelmeyen başıma geldi işte. Seni çok seviyor ve özlüyorum. Sen gelme desen bile ben gelip o şehri tekrar dolaşıp, pastaneye gidip siparişi verip yemeden çıkıp, çiğköfteciye gidip yine siparişi verip ve yerken boğazımda kalıp hepsini yiyemeyip, makro da seninle oturduğumuz yerde ve aynı sandalyede oturup ağlayıp, akşam terminalde yüzümü yıkamaya gidiyorum dediğim lavaboya girip komaya girercesine ağlayıp, arabayı beklerken hayaline dönüp; Ne olur birkez sarılmama izin ver! deyip, binerkende sanki yine sen yolun karşısındaymışsın gibi gözlerim seni arayacak ve bu şehre geldikten sonra canımın yarısını kopmuşçasına halsiz, "çaresiz", köşe başlarında elimi çeneme dayayıp yer yer oturup, yanımda olmayışının hayalini kurup ağlamaktan başka birşey yapmayacağım...