Genel olarak Korg'ta sesler daha HAM'dır, Roland'da ise RİTM'ler. Bugüne kadar üretim politikalarında her iki marka da değişiklik yapmadı. Ancak, teknolojik gelişmeler ile sağlanan klavyeyi KİŞİSELLEŞTİREBİLME, her klavyenin İşletim Sistemi kurgusu ile donatılması ve zaman zaman İşletim Sistemlerindeki versiyon yükseltmeleri, Flash Card, extra RAM vb. eklenti opsiyonları günümüz elektronik enstrumanlarını birbirinden pek farklı kılmıyor.
Siz, ihtiyacınızı, nerede kullanacağınızı, neleri barındırması gerektiğini iyi belirleyin. Bundan sonra özelliklerini karşılaştırın.
Bütçe, gereksinimler, arayışlar dengesi ile alet satın alın.
Mümkün ise, almayı planladığınız aleti, kullanıcısı olan bir kişi aracılığı ile iyice dinleyin, bir süre kullanın.
Korg günümüz Türkiye'si PİYASA koşullarında başı çekmekteyse de, %100 memnuniyetle kullanılmamaktadır. Eski Rolandçılar da ROLAND'ın ülkemize yönelik ataklar yapmamasından şikayetçidir.
Ketron gibi önemli mühendislik gelişmelere imza atan marka SX3000'i TR'leştirerek istediği başarıyı yakalayamamıştır.
Gem, Ortadoğu'dan Türkiye'ye gelememiştir. Yamaha, OR700'ü geliştirdi, birçok şey ON-BOARD (değiştirilemez).
Belki de %100 memnun kalabilmek için bir TÜRK markasına ihtiyaç var, o da şu koşullarda mümkün değil, sadece fantazi.
Parasal güç varsa, G70'i inceleyin. Son çıkan GW7-GW8 modelleri de Roland düşünenler için yabana atılır değil.
Sağlıcakla.